Teşebbüs Ne Demek? Rekabet?
Bir Çalışma Hayatının Gerçekleri: İşte Teşebbüs ve Rekabet
İzmir’de yaşayan, 25 yaşında, arkadaş ortamında sürekli espri yapan ama içten içe her şeyi fazla düşünen bir genç olarak, hayatımda hep bir şeyler eksik gibi hissediyorum. Evet, bir tarafım sürekli komik olmaya çalışıyor, ama diğer tarafım her şeyin üzerine düşünüp sorguluyor. Mesela, geçen gün bir kafede arkadaşlarımla otururken birden aklıma geldi: “Teşebbüs ne demek? Ve bu rekabet işini niye herkes bu kadar ciddiye alıyor?”
O an, etrafımdaki arkadaşlarım bana bakıp “Sen niye yine kendi kafanda bir şeyler kuruyorsun?” derken, ben de derin bir içsel muhasebeye girdim. Evet, belki hepimiz “rekabet” kelimesini iş yerinde, sosyal medyada ya da futbol maçlarında duyuyoruz ama gerçekten ne anlama geliyor bu? Hem teşebbüs ne demek, bu iki kelimenin hayatımıza etkisi nedir?
Teşebbüs Ne Demek?
Bir iş yapma, harekete geçme anlamında kullanılan teşebbüs, aslında herkesin hayatında yer eden bir kavram. Ama bu kadar basit değil tabii. Ben de bir kez bir iş kurmak istedim, “Ben de girişimci olurum!” dedim. Sonra fark ettim ki girişimcilik bir yaşam tarzıymış; bu sadece iş yapmak değil, adeta bir felsefeymiş. Yani bir teşebbüs yapmaya karar vermek, cesaret gerektiriyor.
Düşünsenize, kafede kahve almak için sıraya giriyorsunuz. Yanınızda biri size “Ben de aynı şeyi düşünüp sipariş verdim” diyorsa, orada bir teşebbüs var. Ama o kadar da kolay değil, değil mi? Çünkü o kişiyle kavga etmeye başlamışken, “Ah, tam ben de oraya gidecekken!” gibi bir iç ses devreye giriyor. O iç ses, bir teşebbüsün başlangıcını işaret ediyor aslında, farkında olmadan.
Rekabet: Hayatın Tadını Çıkarmak mı, Yıkılmak mı?
“Rekabet” kelimesi de teşebbüsle yakından ilişkilidir. Teşebbüs ederken rekabet olmadan başarıdan söz etmek ne kadar mümkün? İzmir’deki gençler arasında her sabah kimin daha güzel “kahvaltı paylaşımı” yapacağını görmek bir rekabet haline gelmişken, bu bizlere hayatın ne kadar çetin olduğunu hatırlatıyor. Bir düşünsenize, sabah kalktınız, kahvaltınızı hazırladınız ama bir anda aklınıza gelen düşünce şu: “Bu kahvaltıyı sosyal medyada paylaşmazsam kimse bana saygı göstermez.”
O zaman düşündüm, rekabet aslında sadece iş dünyasında değil, her alanda var. Mesela arkadaşlarınızla oyun oynarken, daha hızlı düşünmek, daha yaratıcı olmak hep bir yarış haline gelir. Hadi gelin bir örnek üzerinden gidelim:
İç Ses:
Ben: “Şimdi ama iyi düşünmem lazım, bu stratejiyle galip gelebilirim.”
Arkadaşım: “Yine ne düşünüp duruyorsun, bir hareket et!”
Ben: “Yok, bir şeyler yanlış olabilir. Bu taşları yanlış yere koyamam.”
Ve sonra, o taşlar yanlış yere koyulup o oyunu kaybettiğimde iç sesim de bana gülmeye başlıyor. “Yine mi?!”
İşte bu, rekabetin ne kadar sıkıcı ama bir o kadar da öğretici bir hal alabileceğinin özeti.
Rekabetin Gerçek Anlamı
Rekabetin esasen insanların kendilerini daha iyiye taşımak için gösterdiği çaba olduğunu kabul edebiliriz. Ama işin komik kısmı şu: İnsanlar bazen bu yarışta kendilerini kaybederler. Ben de bir yarışa girdim, “Hadi bakayım, sen de ben de bir şeyler yapalım,” dedim ama en son baktım ki, rakiplerim işini bir adım daha ileri taşımış. Ama nedense, bu durum beni değil, herkesi kendimden daha başarılı hissettirdi. Bir yandan da “Nasıl bu kadar ilerlediler?” diye düşündüm, ama sonra fark ettim ki, asıl rekabet kendimle olmalıydı. Yani kendi potansiyelime karşı!
Kendi Kendime Bir Yarış: “Bu Defa Ben Kazanacağım!”
Geçen gün, kafede otururken, birden içimden “Bu defa ben kazanacağım” diye bağırmak geldi. Ama etrafımdaki insanlar ne dedi? “Ne kazanıyorsun?” diye sordular. Tabii, biraz utanarak “Hayat!” dedim. Evet, hayat gerçekten bir yarış ve kimse sana “Bu senin şansın” demiyor. Her şeyin tadını çıkarırken, aynı zamanda biraz da rekabetçi olmak gerekiyor. Çünkü hayatı ne kadar ciddiye alırsak, o kadar başarılı oluruz, değil mi?
Sonuçta…
Teşebbüs ve rekabet aslında hayatın doğal akışına dair iki önemli kavram. Teşebbüs, cesaretle başlar ve rekabetle devam eder. Ama her iki kavram da hem kişisel gelişimi hem de başarıyı destekler. İzmir’de, genç bir yetişkin olarak her gün karşılaştığım rekabetin ve teşebbüsün bana kattığı şeyler, aslında gerçek hayat dersleri. Yani, bazen rakiplerimizle mücadele ederken aslında kendimizle yarıştığımızı unutmayalım. Belki de en önemli yarış, kendimize karşı verdiğimiz yarıştır.