HM Kare Kaç Metre? Edebiyatın Ölçüleri Üzerinden Bir Dönüşüm Hikayesi Edebiyat, kelimelerin ölçüsüzlüğünde anlam arayan bir sanattır. Her cümle bir ölçü birimi gibi işlev görür; kimisi metreyle düşünür, kimisi kalple. “HM kare kaç metre?” sorusu, yalnızca matematiksel bir merak değil, aynı zamanda insanın anlamı ölçme çabasıdır. Çünkü her ölçü birimi, aslında bir anlamın temsilidir. Kelimelerin Ölçüsü: Edebiyatta Uzunluk Kavramı Bir hektometre (HM) yüz metreye eşittir; yani bir “HM kare” (hektometrekare) on bin metrekareye. Bu sade bilgi, düz bir hesap gibi görünür; ama edebiyatın sahnesinde bu denklem, bambaşka bir yankı bulur. Düşünün, Orhan Pamuk’un İstanbul’u on bin metrekarelik bir ruh coğrafyasıdır.…
Yorum BırakKategori: Makaleler
Hermetik Özelliği Nedir? Kapalılığın Felsefesi Üzerine Bir Deneme Bir Filozofun Sessizliğinden Başlayan Yolculuk Felsefe, çoğu zaman soruların yankılandığı bir boşlukta başlar. “Hermetik özellik nedir?” sorusu da yalnızca teknik ya da fiziksel bir tanım arayışından ibaret değildir; o, varlığın doğası, bilginin sınırı ve insanın anlam arayışı üzerine açılan bir kapıdır. Hermetik kelimesi, Yunanca “Hermes”ten gelir — sınırların, geçişlerin ve sırların tanrısı. Bu kavram, zamanla “kapalı”, “dış etkilerden izole” anlamına evrilmiştir. Ancak felsefi bakışla bu kapalılık, yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve varoluşsal bir durumu anlatır. Bir filozof için hermetiklik, dış dünyanın gürültüsünden kopup iç dünyanın hakikatine yönelme çabasıdır. Tıpkı bir…
Yorum Bırak“Van-İran sınır kapısı hangi ilçede?” sorusu kulağa coğrafi bir detay gibi geliyor olabilir ama aslında bu sorunun cevabı, Türkiye’nin doğu vizyonunun, ticaret stratejisinin ve bölgesel diplomasi rotasının tam ortasında duruyor. Bu yalnızca bir harita bilgisi değil; geleceğin ticaret yolları, göç rotaları ve kültürel etkileşim ağlarının da başlangıç noktası. Bu yazıda yalnızca sınır kapısının nerede olduğunu değil, aynı zamanda bu küçük coğrafi detayın gelecekte Türkiye’nin bölgesel rolünü nasıl şekillendireceğini konuşacağız. Erkeklerin daha çok strateji ve jeopolitik senaryolara odaklandığı; kadınların ise insan hareketliliği, toplumsal değişim ve kültürel dönüşüm gibi daha derin etkileri tartıştığı bir beyin fırtınasına hoş geldiniz. Van-İran sınır kapısı hangi…
Yorum BırakGüvenlik Şeridi İhlali Ne Kadar? Ekonomik Bir Perspektiften Analiz Bir ekonomist için her davranış, her karar, kaynakların sınırlılığı bağlamında değerlidir. İnsanlar, devletler ve kurumlar sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken her seçim, bir başka fırsatın elden gitmesi anlamına gelir. Trafikte güvenlik şeridi ihlali de bu çerçevede yalnızca bir trafik kuralı ihlali değil; toplumsal kaynakların etkin kullanımı, kamu maliyesi ve bireysel tercihlerin ekonomik sonuçlarını yansıtan bir davranıştır. Kaynakların Sınırlılığı ve Trafikteki Ekonomik Denklem Güvenlik şeridi, acil durum araçlarının hızlı ulaşımı için ayrılmış bir “kamu malıdır”. Bu alanın ihlali, yalnızca hukuki değil aynı zamanda ekonomik bir sorundur. Çünkü bir sürücü, kısa vadeli…
Yorum BırakGüneş Yılının Süresini Hesaplayan Kimdir? – Öğrenmenin Işığında Bir Keşif Yolculuğu Giriş: Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Eğitim, insanın kendini anlamaya çalıştığı en derin yolculuktur. Öğrenmek yalnızca bilgi edinmek değil; evrenle kurulan anlamlı bir bağ kurmaktır. Güneşin doğuşunu izleyen bir çocuk, aslında gökyüzüyle diyalog kurmayı öğrenir. “Güneş yılının süresini hesaplayan kimdir?” sorusu da tam olarak bu diyalogdan doğar — meraktan, gözlemden ve sorgulamadan. Bir eğitimci için her soru bir tohumdur. Bu sorunun ardında da hem bilimsel bir hikâye hem de insanlığın öğrenme macerası vardır. Çünkü bilgiyi hesaplayan bir zihin, aynı zamanda dünyayı anlamlandıran bir kalptir. Bilginin Işığında: Güneş Yılı Nedir? Güneş yılı,…
Yorum BırakGüneysınır Neyi Meşhur? Öğrenmenin ve Kültürün Kesiştiği Noktada Bir Eğitim Yolculuğu Bir eğitimci olarak, her coğrafyanın aslında bir sınıf olduğunu düşünürüm. Her köy, her kasaba, her insan kendi hikayesiyle bir öğrenme ortamı yaratır. Güneysınır da tam olarak bu tür yerlerden biridir — Konya’nın güneyinde, kültürle yoğrulmuş bir eğitim laboratuvarı gibidir. Burada meşhur olan yalnızca yöresel ürünler ya da gelenekler değil; aynı zamanda öğrenmenin kendisidir. Çünkü öğrenme, yalnızca okul sıralarında değil, yaşantının her anında gerçekleşir. Güneysınır’ın Meşhuru: Bilginin ve Emek Kültürünün Buluşması Güneysınır denildiğinde akla ilk gelen şeylerden biri üzüm bağları ve pekmez üretimidir. Ancak bu yazı yalnızca bir gastronomi tanıtımı…
Yorum BırakKoy Ne Demek? 4. Sınıf Düzeyinde Küresel ve Yerel Bir Bakış Kelimeler bazen bir köprüdür; bizi geçmişe, kültürlere, hatta duygulara bağlar. “Koy” kelimesi de bu köprülerden biridir. 4. sınıf öğrencileri için basit bir anlam taşır gibi görünse de, aslında “koy” hem dilin hem de kültürün içinde derin kökler salmış bir kavramdır. Bu yazıda, “koy”un anlamını hem yerel (Türkçe bağlamında) hem de küresel (dünya dilleri ve kültürleri bağlamında) ele alacağız. — Koy Ne Demek? Basit Tanımdan Derin Anlama 4. sınıf düzeyinde “koy” kelimesi genellikle coğrafya derslerinde karşımıza çıkar. Türkçe’de “koy”, denizin karaya doğru girdiği, rüzgârlardan korunaklı küçük girinti anlamına gelir. Yani,…
Yorum BırakKelimenin Büyüsünden Bursa’nın Kalbine: En Büyük İlçenin Edebî Yankıları Giriş: Sözcüklerin Gölgesinde Bir Şehir Edebiyat, bir şehrin kalbine dokunmanın en derin yollarından biridir. Her kelime bir sokaktır; her benzetme bir dağın sisine karışır, her metafor bir derenin yankısında yeniden doğar. Bursa, bu anlamda yalnızca bir coğrafya değil, bir hikâyeler atlasıdır. Uludağ’ın sessizliğiyle yoğrulmuş, Yeşil Türbe’nin gölgesinde büyümüş, Orhan Gazi’nin adımlarında yankılanan bir dildir. Ve bu dilin içinde bir soru yankılanır: Bursa’nın en büyük ilçesi neresidir? Bu sorunun yanıtı, yalnızca bir harita bilgisi değil; insanla mekânın, geçmişle geleceğin iç içe geçtiği bir anlatıdır. Nilüfer: Edebî Bir Nehrin İzinde Evet, Bursa’nın en…
Yorum BırakKanlı Para Disiplin Suçu mu? Okul Koridorlarında Şiddeti “Oyun” Diye Meşrulaştıramayız İşin en dürüst yerinden başlayalım: “Kanlı para” bir oyun değil; gençlerin canını acıtan, alkışla ödüllendirilen bir şiddet ritüeli. Kimin eli daha çok kanarsa “cesur” sanıldığı bu düzenek, okul kültüründe normalleşen zorbalığın yeni yüzü. Bugün bu soruyu tartışalım: Kanlı para disiplin suçu mu? Evet. Hem de yalnızca okul içi kurallarıyla sınırlı olmayan, hukuka da uzanan bir hat. Ama gelin, köklerini, bugünkü yansımalarını ve yarına dair riskleri birlikte açalım; sanki bir masa etrafında dostça konuşur gibi. Özetle: “Kanlı para” gibi bir eylem, “kavga etmek, başkalarına fiilî şiddet uygulamak” kapsamına girer ve…
Yorum BırakMermer mi Daha İyi, Granit mi? — Bir Filozofun Taşlar Üzerine Düşünceleri Taşın Sessizliği Üzerine Mermer ve granit… İkisi de doğanın sabrının, zamanın ve basıncın ürünüdür. Bir filozofun gözünden bakıldığında, bu iki taş yalnızca yapı malzemesi değil, varlığın kendisiyle ilgili soruların sessiz yankılarıdır. Çünkü her taş, ontolojik bir duruş sergiler; her yüzey, var olmanın bir biçimini dile getirir. Mermerin pürüzsüzlüğüyle granitin sertliği arasında bir varlık diyalektiği gizlidir: Hangisi daha “iyi”dir, ya da bu sorunun kendisi yanlış mı formüle edilmiştir? Ontolojik Düzlemde: Varlığın Dayanıklığı Ontolojik açıdan bakıldığında, granit “kalıcılığın” temsilidir. Yoğun, sert ve dirençli yapısıyla doğanın değişim karşısında direnen yüzüdür. Granit,…
Yorum Bırak